18 Temmuz 2007 Çarşamba

19/05/2006 TARİHİDE BAŞLIYAN 3 GÜNLÜK TRABZON GEZİSİ...

18.05.2007 tarihinde Trabzona programladığım seyahatim ULUSOY'la başladı ve 21.5.2007 tarihinde yine ULUSOY'la Zonguldakta sona erdi.


Yola çıktığımın sabahında sabahleyin varmış olduğum terminalden ziyaretimin son gününde ağabeyim ve yeğenim İsmail beni yolculamaya geldileer.







Trabzona gidişim hem bir ziyaret, oraları gezip görmek ve hemde rahatsız olan babama geçmiş olsun demek ve hayır duasını almak içindi. Evet çok şükür ki babam sağlığına kavuşmuştu. Köyümüz resimde görülen küçük ama şirin Esiroğlu beldesine bağlı Bahçekaya köyü idi.










Yeşillikler içerisinde bulunan köyümü iki günlüğüne de olsa görmek ve havasını solumak bana iyi geldi. Bu arada arıcılık her yerde arıcılıktır işte. Ağabeyime ait olan ve Ayının pençelerinden kurtulmuş olan bu arıyı mutlaka görmem gerekiyordu ve bir gözden geçirerek ana ve yavru durumunu baktım.







Bu mahalle Bahçekaya köyünün en üst kısmında 6 haneden oluşan çilekeş bir mahalle. Her zaman ulaşımda ihtiyac maddelerinin mahalleye getirilmesinde sıkıntılar yaşanan mahallemiz. Evet DERVİŞOĞLU mahallesi.
















Köyümüzün üst kısmında olan, yaylamız olmadığı için yazlık olarak çıktığımız ve hayvanlarımızı otlattığımız meralarımızın olduğu yer .Buraya ZEVLANOY diyoruz.Tabi Rus işgaline maruz kalmış olan ve rumlarında uzun süre yaşadıkları bu yerin isminin rumca olmasıda bundan kaynaklanmaktadır.






Burada bitki örtüsü genelde orman gülüne benzeyen fakat çiçek rengi tamamen sarı olan ZİFİN-ÇİFİN bitki örtüsüdür. Buda orman gülü-ağu veya mor gül diye tabir ettiğimiz Rhododendron familyasındandır. Arılar bu bitkidende bal üretirler ama bu ballar zehirli olduklarından ani tansiyon düşürücü özelliği vardır. Üzerinde yapılan çalışmalarda ilaç sanayiinde ileriye dönük büyük faydalar vadetmektedir.
Evet kendimiz ihmalkarlıkta bulunmamıza rağmen her zaman söylerim. Mutlaka sık sık SİLAHİRAHİM, yani sila ziyareti yapmamız gerekmektedir. Öyle oluyorki belli bir süre sonra memleketinizi ziyaret ettiğinizde konuşmalar arasında; işte filan mehmet dayı vefat etti deniliyor, caminin önünde kocaman bir akasya vardı yok oldu hayırdır diyosunuz, ya onu 2 sene önce kesmişlerdi... İşte bunun gibi ; Meydanda eski İlk Okulumuz vardı şimdi yerinde yok...Evet o bulamadıklarımızı yıllar önce görmüştük , tekrar görebiliriz ümidediyorduk ama yoklar işte... Bunları yerlerine koyup tekrar görmenin imkanı yok işte...Böyle hasret dolu özlemleri yaşamamamız için sık sık memleket ziyaretleri yapmamız en doğru olanıdır. Bunu hiç ama hiç aklımızdan çıkarmayalım...

1 yorum:

Ballı Baba dedi ki...

Zeki abi sendeki o güzel fotoğraflardan koyda bizimde gönlümüz açılsın. Yaz artık birşeyler