25 Kasım 2008 Salı

STRAFOR ANA ÜRETİM KOVANLARININ KIŞLATILMASI...

Bölgemizde fazla soğuk olmamasına rağmen ana üretim strafor kovanlarda arıları kışlatma oldukça riskli olmakta ve fazla zayiat verilmektedir. Biz Ali ile birlikte ana üretim kovanlarını normal standart kovanların alt katlarına koyarak kışlatmayı denedik ve randıman aldık. 5-6
senedir bu şekilde kışlatmalarda zayiatsız ilk bahara çıktığımız için bu şekilde ana üretim kovan-
larının muhafazasına devam etmekteyiz.









23.11 .2008 tarihindeki kontrolde çerçevelerde normal bir yavru durumunun olduğunu ve az da olsa ananın yumurta vurmaya devam ettiğini gözlemledik.








Ana arının çok güzel canlı bir şekilde gezindiği ve
yumurtlamayı mevsim gereği kısıtlamış olmasına rağmen yinede devam etmektedir.












Diğer normal kovanlarda yavru durumu ve hatta bal durumu neyse aynı oranda ana üretim kovanlarında da göze çarpmakta. Yani hem standart kovanlarda ve hemde ana üretim strafor kovanlarda yavru durumu ve bunun yanında bal durumuda biraz eksik olduğu olduğu gözükmekte.






Bu pazar günü strafor ana üretim kovanlarında ve standart kovanlarda arıların keklerinin hakkıyla tamamlanıp gerekli muhafaza örtülerinin takviyeli bir şekilde konulması sonucu gönül rahatlığıyla kışlamaya bırakabileceğiz.








Normal kovanların alt katı kullanılarak içerisine konan strafor kovanların cumartesi pazar keklerinin tamamlanmasını müteakip içerisinde kalan boşlukların ot,sap saman veya kullanmadığımız kumaş parçalarıyla sarılmaları sonucu arıları daha rahat bir kışlatmaya hazırlamış olacağız.













Yan tarafta arılığa yüzümüzü döndüğümüzde gözüken ağacın sağ tarafında yüz adede yakın strafor ana üretim kovanları normal kovanların içerisine konularak kışlatılmaya alındı.
Tabiki bu işlemi pazar günü yapılacak son ilaçlama ve kek ilavesiyle tamamlamış olacağız.

24 Kasım 2008 Pazartesi

KIŞA GİRERKEN SON FIRSATTA YAPILAN KONROL VE BELİRLENEN EKSİKLİKLER...

Havaların artık iyice soğumaya başladığı şu sırada fırsat bulunduğu an fırsatı değerlendirip arılarımızı fazla açık tutmamak kaydıyla gözden geçirip bal eksiği olanlara kek takviyesini ihtiyaca göre tamamlamak gerekiyor.Ayrıca arıların uçma deliklerini kapatmada zorluk çektiğini görüyorsak uçma deliklerini gereği kadar kapatmak üzere çıta parçaları hazırlayarak uçma deliği daraltmalarını yapmalıyız. Ayrıca
örtü bezinin durumuda gerekiyorsa üzerine tekrar bir kat daha örtü veya gazete veya kartonla takviye yapmalı.


Kovanların kontrolleri sırasında bal hasadından sonra varroa akarıyla mücadeleyi elden geldiğince
yapmamıza rağmen tek tük te olsa rastladık
ve çok canım sıkıldı, yine ilaçlamayı tekrarlamamız gerektiğini anladım.
Aslında arılarda yumurta vurma bu sene hasat itibariyle çok az seyrettiğinden varroayla mücadelenin daha kolay ve daha etkili olacağını düşünüyordum ama öyle olmadı. İşte bunun nedenine akıl erdiremiyorum. İşte bunun içindir ki dikkatlice bir ilaçlama daha gerekiyor diye
düşünüyorum.


Bunun dışında bazı arılarda yiyecek durumunun oldukça eksik olduğunu gördüm. Bu kontrolün zaten yapılması olağandı ama ben bunu olağanüstü olarak yapılması gerekirdi diye düşünerek ağır bakıma tabi tutulmaları gerektiğini inanıyorum. Bereket bu yiyecek eksikliği çok az kovanda olmasıda işin biraz tesellisi olmaktadır.
Yani ben sadece yiyecek eksikliğini belirleyeyim düşünürken bir daha varroa ilaçlamasının aciliyeti ile 200 arıya yapılacak en az 400 kg.daha kek ilavesi ihtiyacının da varolduğuda belirlenmiş
oldu.


İşte bu sene arılıkta az yavrulu ve buna mukabil
de az ballı çerçeveler'in olması bu kışın arıcılar için çok zorlu bir mevsimle karşı karşıya olduklarının açık delilidir.
Bence değerli arıcı kardeşlerim şimdi benim arılarımın bal durumu çok iyidir bakmama gerek yoktur diye düşünmeyin. Güzel bir elden geçirmeyle bir şey kaybetmezsiniz. Evet birazcık yorulursunuz ama gönlünüz rahat olur bu yetmezmi?



Bazı kovanların kontrollerinde yavru durumunun biraz daha güçlü göze çarpmaları ve helede arılıktaki tüm kovanların ana arılarının süper görünümlü olmaları ve hepsininde 1 yaşlı ana olduklarını bilmek güzel bir duygu.
Havanın oldukça soğuk güneşli bir gününde yaptığımız kontrol sırasında ana arıların çerçeve üzerinde kıvrak ve hızlı haret etmesi, çerçeve üzerinde parlatılmış yumurtlamaya hazırlanmış hatta yeni yumurtlanmış çerçevelerin olmasıda
güzel bir duruma işaret. Arıcı kardeşlerim bu
seneye özellikle çok dikkat edelim. Arılarımızın hakkıyla kışlatmaya hazırlayıp hazırlamadığımızdan emin olalım. Korkum bu sene zayiat yüzdesinin fazla olacağındandır. Ama
inşallah yanılırım ve az zayiatla veya zayıatsız atlatabiliriz...

12 Kasım 2008 Çarşamba

ARILI KOVANLARIN DARALTILARAK KIŞA HAZIRLANMASI...

Sonbahar içerisinde bulunduğumuz ve kışa yaklaştığımız şu günlerde arılarımızı ihmal etmeden elden geçirerek sağlıklı bir şekilde kışa hazırlamamız gerekir. Arılarımızı tek tek kontrol ederiz
içerlerinde anasız olanları mutlaka analı ama öncelikle arısı daha az olan arılarla birleştirmeyi proğramlarız. Bu işlerden birkaç gün sonra da kovanlarımızda bal, polen durumları göz önüne alı
narak kovanlardaki fazlalık olan çerçeveler alınır ve arının kalabalık durumuna göre kovanlarda
bırakacağımız çerçeveleri belirleriz. Bu işlemleri yaptıktan sonra kovanların arkasında durdu-
ğumuz zaman genelde sol taraflarında duruma göre 3-4-5 çerçevelik boşluklar göze çarpar.
İşte bu bölümünün kovanın iç cıdarlarıyla üstten,alttan ve yanlardan bir tahtayla, bir straforla veya komple bölme tahtası şeklindeki yemlikle son çitadan itibaren tecrit edilmesi işlemine
KOVANLARDA DARALTMA diyoruz.
Bu işlemi mutlaka yapmalıyız ki arılarımızı kışa gönül rahatlığıyla hazırladık diyelim.






Yan tarafta kovanın içerisindeki arı durumuna göre
çıkartılması gereken çerçeveler alındıktan sonra
bölme tahtasının konulması.











ARILARIN KIŞA HAZIRLANMASI VE KOVAN DARALTMANIN FAYDALARI:

1-Bu işlem yapılırken kovanlarda anasız arılar belirlenmiş olur.
2-Anasız arılar zayıfsa arılıkta anası olan fakat arı çokluğu itibariyle arısı az olan analı arılarla
birleştirilir.
3-Kovanın anası yok, fakat arı çoğunluğu varsa bu arıya mutlaka ana arı verilir.
4-Kovanların bal durumu gözden geçirilir ve gerekiyorsa ballı çerçeve takviye yapılır.
5-Kovanlardaki polenli çerçeveler gözden geçirilir ve yan taraflarına mümkün mertebe polenli
çerçeveler getirilir.
6-Zayıf arılarda kovan daraltması yapıldığı zaman arılar ısı yönüyle daha sıcak bir ortamda
olurlar ve kışı daha rahat geçirirler.
7-Daraltılmış alanda arılarda hastalık ve haşerelerle mücadele daha kolay olur.
8-Daraltılmış kovanlarda yeterince verilecek ilaçla israf önlenmiş olur.(ör.jel formik asit)
9-Daraltılmış kovanlarda arılar daha az enerji sarfedeceklerinden daha az yiyecek harcanır.
10-Eğer arı mevcuduna göre kovan içerisinden alınması gereken ve boşta kalacak olan çerçe-
veler alınmazsa bu çerçeveler küflenip bozulacaklar. Daraltılıp alınan çerçeveleri ise güzel
bir muhafaza ile gelecek ilkbaharda tekrar kullanma şansımız olacaktır.
11-Kovan içi daraltma yapılan kovanlarda uçma deliği daraltmasıda yapılacağından kovana
fare ve benzeri hayvanların girmesi önlenmiş olacaktır.

29 Ekim 2008 Çarşamba

CUMHURİYET BAYRAMINI BİZLERE ARMAĞAN EDEN ATATÜRKÜMÜZE ÇOK ŞEY BORÇLUYUZ...


Cumhuriyetimizin Kurucusu Ulu Önder Mustafa Kelamal ATATÜRK
85 yıl önce Cumhuriyetimizi kurarak bizlere emanet etmiştir. Cumhuriyetimizin kurulması da o günün şartlarında öyle kolay olmamıştır. Ancak çevre ülkelerin bazılarıyla kurulan ilişkilerde dün bu ilişkilere ihanettir diyenler, bugün bu birliktelik icraatını kendileri yapmaktadırlar.
















Malesef Ulu Önder, şu günlerde bizi yönetenler söylediklerinizin tamamen tersini yapmaktalar. Aynı Meclis çatısı altında bulunan bir gurup milletvekili bir etnik guruba ayaklanmayı önerip vatanımızın bölünmesi doğrultusunda çığlık atarken bizi yönetenler gerekeni yapmamakta ve yapamamaktadırlar. Bizi devlet olarak tanımamakta direnen ama kendileri mezalimi uygulamakla bu vatanımızı katliamla itham eden ermenistana Türkiyemiz güya jest yapmıştır. Olanları ve yapılanları anlamakta güçlük çekmekteyiz.


Ev ve işyerimizin önündeki meydanda kutlanan Cumhuriye Bayramımızda
küçücük ve genç çocuklarımızın şevk ve heyecanı içimdeki geleceğe ait ümitlerimi canlı tutmakta ve arttırmakta. İnşallah bizleri yöneten basiretsizlere senin gösterdiğin yolda yürümek ve
öğütlediklerini icra feraseti gelir diyorum.







Zonguldak-Kozlu meydanında Cumhuriyetimizin 85 inci kuruluş yildönümü ile ilgili görüntüler.
Vatanına bağlı, onu en az kendisi kadar seven, ecdadımızın her şartta savunduğu, bu topraklarda hainlerin barınamadığı bir TÜRKİYE olması dileğimle ,Vatanını seven herkesin CUMHURİYET BAYRAMINI içtenlikle kutluyorum...NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE...
NOT:Birinci ve ikinci plandaki ATATÜRK resimlerini BULGARİSTAN'dan göndererek CUMHURİYET BAYRAMIMI bir süpriz yaparak kutlayan çok değerli arkadaşım Seliha MEHMEDOVA' ya çok teşekkür ediyorum...

23 Ekim 2008 Perşembe

ANKARADA YEĞENİM MURAT YILMAZIN DÜĞÜNÜ VE TEK TORUNUM YAĞIZ ALP'LE 3 GÜNÜM...

17 ekim 2008 günü ankara Etlik düğün salonunda yeğenim Murat'ın düğününe gideceğiz .Ankara'ya gece geldim ve Tuncay beni terminalden alarak eve geldik. Yağız beni görünce ne nazlar yaptı bilmezsiniz. Sonra gece yatana kadar onunla çocuk oldum bende . Sabah biraz geç kalktım ve bir yürüyüş mahiyeti pazarı gezdik birkaç eksik alarak eve geldik. Akşam üzeri biraz bişeyler atıştırdık bu arada Yağızda yedikleri üzerine azda meyve yemesi için adeta yalvardık ama meyve yememek için ekşi erik gibi nasılda bize baktığını görüyorsunuz işte.















İşte düğüne gidiyoruz diyincede bizden önce hazırlanmayı başardı. Elvankent'ten trafik sıkışıklığı nedeniyle bir saatte Etlik düğün salonuna gelebildik.

Nihayet düğün salonundaydık.Hem Trabzondan gelenler ve hemde istanbuldan gelenler derken sohbetler derken arada gençler düğünün gereklerini yapıyordu zaten. Benim torun'um Yağızda herkesten geri kalmıyordu inanın. Bu arada Ankarada oğlunun yanında kalan amcam da bizimleydi onunla sohbete koyulduk.















Daha sonra düğün faslı sona erince yine İstanbula devam edecekler ve ankarada kalacaklar olarak vedalaştık. Ben biraz rahatsız olduğum için hafta sonu dolayısıyla torunumla ankarayı gezeriz düşüncesiyle orada kaldım.
18 ekim günü hemen kızım ve damadımın evlerinin yakınında olan İsmi Adalet parkı olan parka gittik. Orada pürneşe oynıyan koşturan Yağızı seyrettim. Daha sonra Tuncay en güzeli Harikalar Diyarı ismiyle tanınan parka gidelim dedi ve öyle karar verdik.













Ama Yağızı kaydığı , yürüdüğü bu park oyuncaklarından ayırmak kolay olmadı.














Karşısında oturan çocuk büyüktü dengeyi ben sağlamaya çalışıyordum.















İşte harikalar diyarı parki ve isminide hakeder görünümdeydi.

Gerçektende isminde olduğu gibi harika bir yerdi ben böyle bir parkın olduğunu bilmiyordun ve böyle güzel olacağınıda tahmin edemiyordum.




























Bu park'ın her yerini gezmek mümkün deyildi. Bunun için birkaç gün gerekebilirdi.Bizde kolayımıza geldiği gibi masal kahramanlarının,Türk kahramanlarının sergilendikleri köşeleri gezdik.Tarkan'ın,Boğaçhan'ın, Hacivat_Karagözün yanında, Kül kedisi, Caspir,Tommiks_Kanyakçı,Nasrettin hoça,Keloğlan ve daha niceleri.
Akşam üstü yorgun argın eve döndük. Bu gün Yağız'ı hep babası omuzlarında taşıdı. Biz yorulduğumuza göre o da yorulmuştur mutlaka. Amcamı sincanda oğlunun evine getirdik ve tekrar Elvankent'e döndük.

19.ekim günü yani döneceğim gün yine Yağızla hemen evlerinin kenarında,Elvankent'in hemen içerisinde İsminin ve görünümünün bende gönül yakınlığını seslendiren BAHÇELİ PARKI'nda biraz zaman geçirdik. Küçük ama şirin bir park.









Ne kadar gezsek veya parkta oynasak bu son saatler az sonra Zonguldağa gelmek üzere hareket edeceğim. Eve döndüğümüzde Yağız yorulmuş olacakki annesi yatağına koyduğu anda hemen uyuyuverdi. Bende evden çıkmadan biraz uzunca ama burukça ona bakıp seyrettikten sonra evden ayrıldım...

10 Ekim 2008 Cuma

ARILIKLARIMIZDA VARROA AKARI VE TRAKE AKARINA KARŞI ORGANİK JEL FORMİK ASİT KULLANIMI...

Arılarımızın parazitlerinden olan varroa (varroa jacobsoni) akarına ve özelliklede son zamanlarda kendisinden sıkça bahsettiren trake akarı (acarapis wodi) çok çeşitli ilaçlar kullanıla gelmiştir. Hatta oldukça eskilere gittiğimizde arıcılarımızın malathion terkipli zirai ilaçlarla yine hayvan dış parazit ilacı olan kenaz ve biraz daha yakın tarihlerde yine biraz daha tekamül olan ama yinede kullanılmaması gereken birçok ilaçlar kullanılmıştır.
Yine arıların dış parazit akarlarına karşı çeşitli firmaların çıkardıkları ruhsatlı veya ruhsatsız fitiller, çubuklar ve dumanlar hakeza kullanılmıştır. Yakın tarihlerde de genelde yine üretim firmalarının ruhsatlı fitil, çubuk ve ilaç emzirilmiş kartonları kullanılmıştır. Bunaların kullanımlarında kullanılan ilaçlar körükle kullanırken kovan uçma deliğinden içeriye girmesi gereken kısmı girmeyip havaya uçmuştur.
Ama yine bazı firmaların üretimleri olan ve çok senedir kullanılmakta olan perizin başarılı bir şekilde kullanıla gelmiştir. Aynı firmanın daha sonraları ürettikleri bayvarol ilacı balda katkı bırakmayan ilaçlardandır.
Gün geçtikçe daha iyiye ve daha tekamüle gittiğimiz açıkça görülmektedir.
Özellikle ORGANİK bir asit olan FORMİK ASİT hem kullanım kolaylığı, hem yağmacılığı önleyen bir özelliğiyle ve hemde fiyat uygunluğu yönüyle tercih edilen yeni bir ilaç olmuştur.





Bahse konu JEL FORMİK ASİT Avrupada yaygın bir şekilde kullanılmaktaydı. Şimdi de yurdumuzda kullanımı yaygınlaşmaktadır. Hem organik bir ilaç olup balda kalıntı bırakmaması gıda yönetmelikleri gereği iyi bir durum. Ayrıca kolay kullanımı ve fiyatının uygun olması ve ilaveten de arılıkta yağmacılığı önleme özelliği de olması artı bir kullanım tercihi olmaktadır ve raflarımızda yerini almaktadır.









FORBEEVAR 200 gramlık renkli pet şişelerde ve normal kapağının haricinde kullanım sırasında takılan ayrıca ilacın parça halde şişenin biraz sıkılmasıyla damlamasını sağlıyan özel kapağı vardır.
Hava ısısının 14-27 dereceleri arasında olduğu günün akşam üstü saatlerinde uygulanması en faydalı olanıdır.
FORBEEVAR ismiyle üretimi yapılan jel formik asit bal arılarının yavru ve erginlerinde arıların vücüt sıvısını emerek ölümlerine sebebiyet veren varroa ve trake akarı olan dış parazitlere karşı güvenilir bir şekilde kullanılır.






Aslında kullanımdan önce arılarımızda boş ve alınması gereken çıtalar alınarak geriye kalan bütün çitalar üzerine çıtaların ortalarına gelecek şekilde, (yanda değerli ZAYBİR başkanım Selahattin GÜNEY'in tatbiki yaptığı şekilde) her çıtaya bir nohut büyüklüğünde olacak şekilde jel damlatılarak örtü tahtası veya bezi kapatılır.
Burada dikkat edilecek hususlardan en önemlisi jelin çıta aralarına direkt arıların üzerine düşürülmemesidir.




Bahse konu jel formik asit ola FORBEEVAR
İlimizde KOZLU VETERİNER KLİNİĞİMİZDE satışa sunulmuştur. Veteriner hekim Cihan GÜMÜŞTEKİN ilacın kullanımını itinalı bir şekilde anlatmakta ve bitişiği olan KOZLU ZİRAAT PAZARLAMA'da da kovan üzerinde kullanımı tatbiki olarak gösterilmektedir.
Bir BİYOHAYAT üretimi olan ürünün 200 gram olan bir şişesi 10 çıtalı yirmi kovanı ilaçlamaya yetmektedir. Bir sefer ilaçlama %95 netice vermektedir 21 gün içerisinde bir hafta arayla 3 ilaçlama gayeye uygun olanıdır. Ama 2 ilaçlama da yeterli olmaktadır.Ki 3 ilaçlama yapıldığı zaman bu beş yıldızlı bir ilaçlama anlamına gelir. Bu durumda hem arımızda tedavi ve hemde korumayı hakkıyla yapmış oluruz...