22 Haziran 2009 Pazartesi

BU SENE KESTANE BALINDA SON SENELERİN EN GÜZEL VE VERİMLİ YILI OLACAK...GÖRÜNÜM ÖYLE...

Bu sene arılar mevsim olumsuzlukları nedeniyle geç gelişmelerine rağmen, umulurki son senelerin en güzel veriminin elde edileceği gözüküyor. Arılarımızı her sene olduğu gibi yine ILIKSU kestane ormanına getirdik. İlk birkaç gün çok olumsuz bir sonuç alacağımızı düşünüyordum. Ama şu son bir hafta içerisinde arıların çalışması ve güzel bal koyması düşüncemi tamamen değiştirdi.

Arılarımızı ILIKSU ormanına getirdiğimizde çeşitli yer çiçekleri fazla ümit vermiyordu. Hatta birkaç gün içerisinde arılarımızda iyi durumda olanların dışındakileri belirleyip Geredeye getirmeyi planlamıştık hatta yer dahi belirlemiştik. Ama zamanla yer çiçeğinin
gelişmesi ve birçok yer çiçeğinin boy göstermesi,
bunun yanında Geredede kuraklık nedeniyle çiçek kalmadığını öğrenmemiz Ilıksuda kalma kararımızı perçinledi.


Daha sonra havaların güzel gitmesiyle kestane çiçeğinin ümit verdiğini görmüş olduk. Bu durumda arılarımızdan hiçbirini başka bir yere getirmemize gerek kalmadığını anladık. Özellikle
Karadeniz bölgesinde kestane balı üretimi yapanlar çiçek açımı itibariyle kuvvetli bir yağmurla kestane çiçeği balının yıkanıp gideceğini düşündüğü bir gerçek. Ama şükür böyle bir yıkayıcı yağmurla karşılaşmadık.

Bu son bir hafta içerisinde konuşlandığımız yerde kestane ağaçlarının %60 ı çiçeğini tamamen açmış durumda. Daha %40
kestane ağacıda bundan sonra açmak durumunda. Hep düşündüğümüz gibi büyük yıkayıcı bir yağmur olmadığı taktirde son 5 sene gibi bir zaman içerisindeki alınan ürünlerle kıyasladığımızda en iyi verim yılına göre iki misli bir ürün alacağımızı umuyorum.





Bu arada bal sevincini yaşamak üzereyken Kestane Polenindede çok süper bir verim olduğunu söylemek istiyorum.Diğer bütün bitki polenleriyle kıyaslandığında tüm değerleriyle büyük fark görüldüğü Üniversite araştırmaları sonucuyla kanıtlanan Kestane Poleniyle de bölge
arıcımızın yüzünün bu yöndende güleceği muhakkaktır.


Alinin yüzünde günün yorgunluğu görülmekle, günlük aldığı polenin
akşam temizlenerek olmaması gerekli maddelerden arındırılmasınında oldukça bir
sıkıntı vereceği de okunmakta.
Bu işlemi mütakip taze yaş kestane poleni hemen gramajlı torbalara doldurularak difrize konulacaktır. Difrize konulan polende taze olarak
ihtiyaca sunulmakta. En küçük bir değer kaybına sebebiyet verilmeden temizlenip dondurucuda bekletilen polen değerini çok iyi anlamaya başlıyan iç tüketime yetişmemektedir.
Bu polenleri talep edenlerinde ivedilikle kendi dondurucularında daha küçük ambalajlarla kullanılmak üzere buzdolabı poşetleriyle bölerek dondurucuya koymalarıda ayrıca önem arzetmektedir. Tüm arıcılarımızın arılarından polenini bilinçli bir şekilde almalarını tavsiyeyle tüm üretimlerinden kazançlarının daha fazla olacağını da belirtmek isterim.
Bütün arıcılarımıza bol ürün almalarını ve bol para kazanmalarını ve Yurt Ekonomisinede daha fazla katkıda bulunmalarını dileyerek, Karaelmas Diyarından sevgi ve selamlar gönderiyorum...

9 Haziran 2009 Salı

7HAZİRAN PAZAR GÜNÜ ILIKSU KESTANE ORMANINDA ARILIKTA ÇADIRIN KURULMASI...

Geçtiğimiz hafta başı Ilıksu kestane ormanında arılarımıza hazırladığımız ve çarşamba, perşembe günleri taşımasını gerçekleştirdiğimiz arılığımızda kuracağımız çadırın kurulmasını da bu pazar günü gerçekleştirdik. Kestane ormanının muhteşemliği gerçektende işte yukarıda olduğu gibi görülmeye değer vaziyetteydi.

Pazar günü öğle üzeri arılığımıza geldik ve resmin görüntüsünün sonunda çadırımızı kurmamız gerekiyordu. Burası arılığın yol tarafından giriş yeriydi. Demir profillerle kurulması gerçekleştirilecek çadırımız aynı zamanda hem arı evimiz ve hemde bal hasat zamanında sağım işlemini gerçekleştireceğimiz yerdi.


Bismillah deyip çadır tabanının toprağını temizleyerek kenarlara çektik düzelttik. Öğle olduğundan çadırın kurulmasına başlamadan yemek işini bir taraf etmemiz gerekiyordu. Bunun
içinde arılığımızın epeyce yukarısında kasap-kahve olan arkadaşımızın oraya çıkmaya karar verdik. Burada gelirken aldığımız kavun-peynir-domatesten oluşan kır yemeğimizi yiyecektik.





Bu arada hemen yemek yiyeceğimiz yerin kenarında Şaban çavuşun yaptığı yarım boy ebatlı serasını görmemi istedi.Baktım gerçektende güzel bir domates ve salatalık üretimi yapmaya başlamış bile. Bu arada serada gördüğüm eksiklikleri kendisine söyledim ve bitki beslemesini tamamen organik hayvansal ve organik sıvı gübrelerle yapmasını tavsiye ettim. Birkaç salalık almamı söylemesine rağmen daha ilk hasadı kendi dahi yapmadığından teklifini kabul etmeyerek almadım.




Zaten fazlada acıkmamıştık çünkü çok fazla yorulmamıştık. Kavun-peynir ve domates yanındada soğuk meyveli furuko çokta güzel gitti.
yemek yeme sırasında her dalda anlatılan fıkralar olduğu gibi bizde tamamen arıcılık üzerine yorumlar yaptık.
Özellikle sezon içerisinde verim olmazsa stratejimizin ne olacağını yorumladık. Herkes kendi düşüncelerini aktardı. Bende burada verim olmayıp Gerede yaylası yağışlı geçerse 10-15 gün sonra arılarımızı oraya getirmemiz gerektiğini söyledim. Söylediğimde arkadaşlarca onaylandı .



Tekrar arılığımıza gelerek çadırımızın profillerini monte ettik. Bu arada bal akımı olmadığından arılar huysuzluk yaptı ve arkadaşlarım sokmaya karşı maskelerini giydiler. Ben giymek istemedim ama ne yalan konuşayım 3-4 arı benide sokmuş oldu. Ama bu arada profilide hatasız olarak kurmuş olduk. Bu arada arıların birazda sokması arıları pek tanımayan ve bize yardımcı olan arkadaşımızın el kol sallamasından kaynaklandığını daha sonraki tekrarından anlamış olduk.





Çadırın profile geçirilmesi bizi oldukça oyaladı. Hem çadırı yırtmadan profile yerleştirmekti önemli olan. O itinayla işimizi tamamladık. Çevresinin yağmur girmemesi için kanalını tamamlamamız derken akşamı buldu.
Bu arada arılıkta arılar kovanlarına çekilip sakinlik başladığından arılığın içerisinde bulunan döküntüleri, kozalakları ve temizlemeden arda kalan çöpleri toplayıp atmamız gerekiyordu.





Arılık içerisinde bu temizlik işlemimizi tırmıkla tamamladıktan sonra karanlıkta çökmüştü. Hatta günün son resmini çektiğimde arılığımızın uc kısmında çadırımız tamamlanmış vaziyette ama biraz zor görülür vaziyetteydi. Çalışmalarda kullandığımız malzemeleri ve merdiveni arabaya taşıdık. Yaptığımız çadırı orada arılarımızın bekçiliğini yapan İbrahim'e teslim ederek oradan ayrıldık.


7 Haziran 2009 Pazar

31 MAYIS PAZAR GÜNÜ UZUNGÜNEY KÖYÜNDE HEM ZİYARET VE HEMDE TİCARET...

Ortağım Ali ilePazar gününün proğramını cumartesi günü kararlaştırmıştık. Uzungüney köyünde Daha önceden Gürkan ERTÜRK'lerin arılığına bölerek getirdiğimiz ana üretim strafor kovanlarında hem bölme yapacaktık ve götürdüklerimizin bir kısmını geriye getirecektik. Giderken yine kendi arılığımızda ana üretim strafor kovanlarından yaptığımız bölmeleri bırakacaktık.

Gürkanın arılığına geldiğimizde gerçektende çevredeki floranın mükemmelliği göze çarpıyordu. Zaten arılarının maşallah kuvvetli olarak çalışması bunu ortaya koyuyordu.


Gerçektende çevrede hemen hemen her çeşit çiçek mevcuttu. Sadece kestane ağaçlarının çiçek açma zamanı hem gelmemişti ve hemde kestanelik arılıktan bir nebzede uzaktaydı. Bereket hem havalar güzel gitmişti ve hemde çevrede diğer flora oldukça güzel gözükmekteydi.



Ana üretim kovanını açtığımızda durumun güzelliğini daha net ve daha güzel ortaya koyuyordu.
Ana kovanını açtığımızda arıların çerçeve üzerine stokladıkları şurup ve bal kovan örtü bezini yukarılara şişirmiş ve kapağın altına kadar dayanmıştı.



Çerçeve çekildiğinde üzerinde 2-3 parmak şeker şerbeti ve bal stokunun yanında arınında muhteşem bir şekilde yumurta koyduğu çerçevede çıkmak üzere olan arılardan da anlaşılmakta.
Bu kovandaki bölme işlemini tamamlamıştık ki
Gürkanın annesi elinde tepsi olduğu halde önce bir kahvaltı yapın sonra devam edin dediğini duyduk.



Gerçektende bir tepside çaydanlık , şeker ve bardaklar, diğer tepsidede taze köy yumurtaları, reçel, zeytin, şehir ve köy ekmeği bizi hemen yiyin diyordu sanki.
Yumurtalar ferik yumurtası olduğu belli olmakla, recelde köyde yapılmış olduğunu öğrendik.
Offffff beeeee gelde yeme işte.





Bu arada Alinin ben gelirken çok fazla bir kahvaltı yaptığımdan çay içerim ama başka bişey yiyemiyeceğim demesi beni dahada sevindirdi. Yumurtalar zaten küçüçük ferik yumurtasıydı inanın kimseye yetmeyecekti. Tabiki aynı şeyi Gürkanda bende yemiyeceğim demesi vallahide süper oldu...
Kahvaltıdan sonra ana kovanlarının bakımlarını tamamladık ve diğer bölüneceklerini de böldükten sonra arabanın yanına taşımaya başladık.bölüp Kozluya getireceğimiz ana üretim kovanlarının 9 adet olduğunu gördük.






Ana üretim kovanlarının arabaya taşınıp konulmaları tamamlandı. Buraya getirip sadece burada bölmeyle çoğalttığımız ana üretim kovanının 63 olduğunu gördük. Bu Kozludakilerle birlikte 150 adet civarında oluyordu.
Bir kademe daha bölme düşüncemiz olduğu için
arıların bölme gözlerine hem kek doldurduk ve hemde bakımlarına devam edilmek üzere Gürkana şeker bıraktık. Gürkana ve annesine teşekkür ederek oradan ayrıldık.



Bu arada biraz gürkandan konuşmam gerekiyor. Sessiz ve çok çalışkan bir arıcı kardeşimiz. Bizim arılığımızın bütün işlerinde onun da emeği vardır. Arılık temizlenecek, otu tırpana vurulacak, arı aktarılacak, kat konacak, bal hasat edilecek ve nakledilecek her kademesinde emeği olan değerli bir kardeşimiz. Bu arada elinden aklınıza gelebilecek her iş gelmekte. Ama garibanlıktan ve içine kapanıklığından olacaki hiç evlenmedi ve halen bekar durumda. Bu arada durumu anlaşılmıştır ve belkide o duygulara tercuman olacak bir bacımız da talipli olabilir diyoruz.
Uzungüney köyünden Kozluya dönüşte ılıksu üzerinden geldik ve bu arada bir resimde buradan eklemem gerektiğini düşündüm. Gerçektende Zonguldağımızın her yöresi yeşilliklere bezenmiş, kışın dahi bu yeşilliğini muhafaza edebilen bölgemiz ve özelliklede Kozlu_Ilıksu semtimiz zaman zaman yurt dışından yabancı Turistlerin ve bunun yanında da Türkiyemizin birçok bölgesinden gelmekte olana vatandaşımızın ihtiyacına cevap vermekte. Burada en güzel yöre yemekleri yanında balık ve et yemeği çeşitleride gelenlere sunulmakta ve çok beğeni sağlamaktadır. Bu durumu burada söylemeyide kendime bir görev addediyorum...
Mavi ve yeşilin kucaklaştığı Karaelmas Diyarından sevgi ve selamlarımla...