28 Haziran 2012 Perşembe

GEREDE YAYLASINDA KURAKLIK HAKİM...






Her sene olduğu gibi güzel hisler ve bol ürün alacağımız duygusuyla
Geredenin Kazan köy mezarlık arkası mevkiinde arılarımızı konuşlandırdık. Floranın görünümü fena deyil ama korkumuz genelde her yıl olduğu gibi floranın kuraklığa maruz kalacağı korkusu. İşte o zaman çiçek erken yanıyor ve ya elimiz boş dönüyor, yada az bir bal üretimiyle...




Resimde görüldüğü gibi şu an kendini bariz gösteren baskın bir fiğ florasının olduğu meydanda. Akabinde yabani yonca , korunga, kekik, yabani meyve çiçekleri, yabani hardal, geven ve binbir çiçekten oluşan flora.
Geçen senelere göre fiğ öbekleri daka çok oluşmuş vaziyette. Fiğin bir özelliği tohumu olgunlaştığında tohum kapçığı tohumları yaklaşık 5 metre mesafelerde öbeğin etrafına doğru fırlatır. Bir sonraki senede daha çok fiğ oluşmuş oluyor. Arılar en çok fiğ ve sarı çiçek diye söylediğimiz bitkiden ziyadesiyle bal almakta. Fiğlerin aralarında dolaştığımızda çokça arının fiğ üzerinde olduğunu görüyoruz. Su da arılar için hatta bizler için çok elzem olan bir olmazsa olmaz. Resimde görülen yerde arılarımıza 100 metre mesafede köye giden içme suyundan ayrılan bir kapkaç var. Oradan buz gibi içme suyumuzu alıyoruz, ayrıca fazlalık olan tesisattan akıntıya bırakılan su da arılarımız için büyük nimet. Gerçi 300-400 metre karşımızda 5-6 futbol saha büyüklüğünde eşek dikeni diye tabir ettiğimiz floranın çokça olduğu yerin tamamı gölet gibi su içerisinde. Arılar oradanda hem bal ve hemde su ihtiyaçlarını karşılamakta.




İşte sarı çiçek veya yabani yonca dediğimiz flora. Bu çiçeği gördüğümüz zaman Gerede de bal mutlaka olur deriz. Geredeye daha ulaşmadan mengen'e yaklaştığımızda yol kenarlarında başlar ve devam eder. Bu çiçeğin tarlalar içerisinde kapama olduğu zaman asıl haz duyduğumuz bir görünüm olur.








Geredeye gelişimde bal almanın dışında tüm arılarımın analarını da yenileme düşüncem olduğundan zamanımın büyük kısmını bu husus üzerine harcıyorum. Sonuçta baldan şansımız olmasa da ana yenileme işlemi de benim için büyük kazanç olacak.







Tabiki yaylada arıcılık icra olunurken de çevremizde konuşlanan arıcı arladaşlarla tanışıyor ve birbirimizi ziyaret ediyoruz. Bu bağlamda 25 haziranda can dostum Harun Lermi hocam çaycumadan oraya gelen Ahmet Tatlı, kardeşi Adnan Tatlı, Hasan Kalpaklı, Mehmet Akbay, Resimi çektiği için görüntüde olmayan Niyazi Türkyılmaz hoca bizim arılığa bizi ziyarete gelmişler. Arkadaşımız Hasan topal misafirimiz var diyerek bizi aradıklarında bizde başka bir arıcı arkadaşı ziyarete gitmiştik ismet abiyle. Kendi arılığımıza dönerken gelen misafirlerde arılığımızdan ayrılmış dönüyorlardı. Hemen yol çatmasında karşılaştık ve hatıra bir resim çektik ayak üstü bir hasbıhal yaptık. Biz tekrar arılığımıza dönüp bir çay ikram edelim dedikse de arkadaşların gitmeleri gerektiği için orada vedalaşıp ayrıldık. Resimde dikkat çekeceği üzere paçalarımız hep çoraklarımız içerisinde nedenide keneden korunmak içindi bunuda söylemek istiyorum. Umarım herkes umduğu şekilde bir ürün elde eder diliyorum...