4 Ağustos 2010 Çarşamba

GEREDE-KAZANLAR KÖYÜNDE ARICILIK ÇALIŞMALARIM VE HASAT DEĞERLENDİRMESİ...

Mayısın 25 inde Gerede Kazanlar köy'e ait mezarlık arkası ismiyle ifade edilen ve köy muhtarlığı ve İlçe Tarım Müdürlüğünün uygun görmesiyle arılarımızla konuşlandık. Henüz Geredenin mevsimi tam olarak gelmemişti ama yinede bitki örtüsünün geleceğe dönük iyi bir mevsim yaşatacağı izlenimini verdiğini söyleyebilirim.
İlk etapta çevrenin bin bir çiçeğe gebe olduğu belli olmakla ağırlıklı olarak fiğ bitkisinin gösterişli bir şekilde geldiği görülüyordu. Arıcı arkadaşım İsmet abiydi kafadengi yılların arıcılık bilgi birikimi ile birbirimize yardımlaşmayla çok faydalı olacağımız muhakkaktı. İsmet abinin tek olumsuz yönü kulaklarının biri %25 diğeride sıfır işitme yeteneğine sahipti ama yinede o haliyle 3 Ağustos gününe kadar bazan biraz sesli ve bazanda işaretleşerek Gerededeki arıcılık çalışmamızı tamamladık ve gece saat 4.30 da zonguldaktaki arılıklarımıza arılarımızı intikal ettirmiş olduk.


Orada bulunduğumuz süre içerisinde ben çadır ve arabamı kullanarak yaylada arıcılık çalışmalarımı sürdürdüm. Gündüz arabanın içerisindeki yatağımı çadırın içerisine aldım ve Gerede pazarı,gazete alma ihtiyacımızı ve hatta arada Gerede şehrini gezmeye arabayla gidiyorduk. İşte onun için gündüzleri yatak ve eşyalarımı çadırın içerisine koyuyordum .
Bazan yağmur yağdığında yağmurun sesinin çadırdan dinlenmesi anlatılmaz hoş oluyordu ve hatta insana tatlı bir uyku rehavetide çöküyordu.



Akşam üstüde arabayı çadırın önüne çekiyor, koltuklarını yatırıp içerisine kalıp şeklinde tıpatıp yerleşen sünger yatağı aktararak hazırlıyordum.
Çadır ve arabayı tercih etmem çevrede kanamalı kırım kongo virisi tağıyan kenenin olmasından ileri geliyordu. Tedbir olarakta çorabımızı devamlı pantolon paçalarımızın üzerine çekiyor ve çizme kullanıyorduk.




Bir akşam karanlık bastırmıştı İsmet abinin bana seslsndiğini ve eliyle yerde bişey gösterdiğini gördüm. Yaklaştığımda bunun kocaman bir kirpi olduğunu farkettim. Kirpi gördüm çok ama bu kadar büyüğünü görmemiştim. Günlerden cumaydı ve yarın Geredeye pazar alışverişine gidecektik bu kirpiyide arılığımızdan uzak bir yere bırakırız düşündük. Çünkü arılıklar için son derece zararlı olan bir hayvandır Kirpi. Arı kovanının önünde oturup arıları yemeye devam eder ve azımsanmayacak zararlara sebep olur.Nitekim sabah geredeye hemen girişte Traktörünü yol kenarına çekmiş zaman zaman mısır aldığımız güleç yüzlü gencin yanında durduk. Torbanın içerisine koyduğumuz kirpiyi İsmet abi oana uzattı ve oda temiz gülmesiyle bu ne abi dedi. İsmet abide sana hediye dedi ve genç torbaya bakmasıyla yol kenarındaki derinliğe anammmm diyerek sallaması bir oldu. Bizde bu şaka sonucu kirpiyi arılığımızda oldukça uzaklaştırmış olduk.



Arıların zamanla kontrol ve çerçeve ilavelerini yaparken birde aldığımız ana arı üretim kovanlarını faaliyete geçirmeye başladık.Hemen iki gün içerisinde ana üretim kovanlarında arıların petek örüp bal doldurmalarını hayretle gördük.
Bu sezon itibariyle Karadonda oluşturduğumuz arılıkta ve yeni kolonimizle birlikte ana üretimimiz de devam edecektir.







Geredede kaldığımız zaman içerisinde yemek yapma sorumluluğunu İsmet abi üstlenmişti. Çok maharetli ve gerçektende aşçılara taş çıkartacak şekilde yemek yapma hünerine sahipti. Kilo verme uğraşım içerisinde geredede 2 kilo da almış oldum bu arada. Ama mademki döndük yinede aldığım kiloyu mutlaka vermeye çalışacağım.









İşte bal sağım dolayısıyla Zonguldaktan gelen İsmet abinin hanımı, oğlu Murat , akrabaları Abdi ve benim hala oğlu Turgut gelmişlerdi. Bu arada yemekleri tabiki İsmet abinin hanımı yaptı ellerine sağlık arı sağım süresi içerisinde dahada rahat etmiş olduk.










Sağım sırasında özellikle 2 ballıkla 3 kat üzerine olan arım sağım sonrası kovana bir türlü sığmadı. Kovanın bütün önü ve alt kısmına arılar taşmiş oldu.











Daha sonra içeriye sığmayan ve hırçınlık yaparak bizi sokmaya başlıyan arıya ikinci ballık katını koyarak hem onu sıkıntıdan kurtardım ve hemde kendimizi tabiki. Yoksa sağım çadırı, baraka veya etrafta bize zor anlar yaşatmaya devam edecekti.







İşte bal sağım çadırında Murat, Abdi ve halaoğlu Turgut ve tabiki resimlemeyi yapan ben sıcak sağım çadırında zor anlar geçiriyorduk. Ama alın teri dökmedenki kazanımlar hiç böyle tatlı olmadığı muhakkak. Ben dolan bal tenekelerini dışarıya taşıyarak istif ettim ama o günden sonrada kolladımda oluşan kas ağrılarını hali daha atlatamadım.



Şimdi özellikle geredede kaldığımız bu 70 gün sonunda söylemek istediğim bişeyler var tabiki. Zor ve meşakkatli arıcılığımızda helal kazanımın verdiği huzuru anlatmak mümkün deyil. İyi bir hasat sonu ve bolca üretilen bal nedeniyle çok mutluyum. Orada kaldığımız süre içerisinde bizlere gerekli kolaylık ve yakınlıklarını esirgemeyen Kazanlar köyü Muhtarı Kemal Yılmaz'a heyetine ve tüm köy halkına. Zaman zaman orada durumumuzu gelip soran ve titizlikle bu durumu devam ettiren Jandarma Güvenlik görevlilerine , İlçe Tarım Müdürlüğü yetkililerine ve özelliklede Komşu köy eski Muhtarı Mehmet Emin Danış abimize çok ama çok teşekkür ediyorum. Bu arada orada kaldığımız süre içerisinde eksiğimiz olan, buraya yazmaya imtina ettiğim ama bu konuyu Kendi Birlik Başkanımız Selahattin GÜNEY'den talep edeceğimi söylüyor kendisine de buradan selam ve muhabbetlerimi bildiriyorum....

Hiç yorum yok: