18 Ağustos 2007 Cumartesi

KESTANE BALININ ELDE EDİLMESİYLE İLGİLİ ÇALIŞMALARDAN BİR KESİT...

birinci ay sonlarına doğru bal zamanı arılarımızı getireceğimiz yerler zaman zaman gezildi. Kestane ağaçlarının gelişimi gözlem altına alındı.



kestane çiçeğinin açması özlemle beklendi ve arılarımızı düşündüğümüz kestane ormanına getirdik.


Bir taraftan ilave ve kat çerçeveleri hazırlanırken arıların mevsime yetiştirilmesi için ne gerekiyorsa titizlikle yapılıyordu.







Bu zamandan sonra kestane çiçeğinin açımı beklendi, sık sık arılar kontrol edilerek ana kaybına uğrayan kovanların ana verilmesi işlemi yerine getirildi.Arılar geliştikçe ilave çerçeveleri verildi. Nihayet kat isteyenlerin katları verilmesi gerektiği anda verilmiş oldu. Öyle an geldiki şüphelenilen arının katı indirilerek alt kat kontrolleri tekrarlandı.Bu arada gerçekten ana kaybına uğrayan arıların var olduğu haklı olarak görüldü.

Nihayet gerekli kontroller sonucu temmuz ayının yedisinde hasat yapılmasına karar verildi ve hasada başlandı.



Verimin düşük olduğunu ancak buna mukabil kuraklık nedeniyle su oranının çok düşük bir bal hasadının yapılacağını, bununlada balın değerinin üstün olacağını tesbit etmiştik.





Arılıkta kovanlardan bal hasadını yapan arkadaşlar itinayla işlerini yaparken taşıyıcılarda bal sağım cadırına getiriyorlardı.

Bende sağım çadırında hem sıcağın tesiriyle ve hemde sağım makinasının kolunu çevirerek günün en çok çalışanı ünvanını ele geçirmeye çalışıyordum.

Tabi bu sırada sağım çadırında görevli 3 kişinin herbirine ait olan kurulanma havluları vardı. Kimin alnından bir ter parçasının kopacağı hiissedildiği anda hemen havluyla kurulanıyordu.




işte sağım çadırında sıcaktan bunalmama rağmen sağım sonuna kadar direnip çıktığımdaki acayip halim...








Bal hasadı yapılmış, acıkan karnımızı arılığımızın yakınındaki seyfetler köyünde bulunan kasap İsmail Kaygusuz'un dükkanında yapmaya karar verdik








Ellerimizi yüzümüzü arılığımızda kurduğumuz musluklu el yıkama kabında yıkayarak Seyfetler köyünün yolunu tuttuk.
İsmail Kaygusuz'a buzdolabında bizim yememizi bekliyen etlerin en yumuşak ve değerli yerinden hazırlatarak saç tava üzerinde kızartma kebap yaptırdık.
Tabiki yanınada meşhur çoban salatasınıda bol limonlu olarak hazırlattık.

İşte görüldüğü gibi arılıkta yorulan aç kalan kişiler olarak masaya konan et yemeğini yemeye başladık.

Ne kadar acıkmışızki 2 kg olarak hazırlattığız et bize yetmemişti bile.

Hatta seneye bu et miktarını 3 kg. olarak ta hazırlatma kararı alarak gülüştük.





Değerli ZAYBİR başkanımız bölge ürünümüz olup, değeri KTÜniversitesi detay analizleriylede yapılarak, Antioksidan ,Polifenol ve Antibiyotik ve içeriği olan ihtivalarıyla yurdumuzun en değerli balının ZONGULDAK kestane balının olduğunu üreticilerimize duyurmuştur.
Kendisini Zonguldakta arıcılığın gelişmesine vakfetmiş olan Başkanımız Selahattin GÜNEY'e saygı ve şükranlarımı arzediyor, başarılı çalışmalarının devamını diliyorum.










Hiç yorum yok: