7 Haziran 2009 Pazar

31 MAYIS PAZAR GÜNÜ UZUNGÜNEY KÖYÜNDE HEM ZİYARET VE HEMDE TİCARET...

Ortağım Ali ilePazar gününün proğramını cumartesi günü kararlaştırmıştık. Uzungüney köyünde Daha önceden Gürkan ERTÜRK'lerin arılığına bölerek getirdiğimiz ana üretim strafor kovanlarında hem bölme yapacaktık ve götürdüklerimizin bir kısmını geriye getirecektik. Giderken yine kendi arılığımızda ana üretim strafor kovanlarından yaptığımız bölmeleri bırakacaktık.

Gürkanın arılığına geldiğimizde gerçektende çevredeki floranın mükemmelliği göze çarpıyordu. Zaten arılarının maşallah kuvvetli olarak çalışması bunu ortaya koyuyordu.


Gerçektende çevrede hemen hemen her çeşit çiçek mevcuttu. Sadece kestane ağaçlarının çiçek açma zamanı hem gelmemişti ve hemde kestanelik arılıktan bir nebzede uzaktaydı. Bereket hem havalar güzel gitmişti ve hemde çevrede diğer flora oldukça güzel gözükmekteydi.



Ana üretim kovanını açtığımızda durumun güzelliğini daha net ve daha güzel ortaya koyuyordu.
Ana kovanını açtığımızda arıların çerçeve üzerine stokladıkları şurup ve bal kovan örtü bezini yukarılara şişirmiş ve kapağın altına kadar dayanmıştı.



Çerçeve çekildiğinde üzerinde 2-3 parmak şeker şerbeti ve bal stokunun yanında arınında muhteşem bir şekilde yumurta koyduğu çerçevede çıkmak üzere olan arılardan da anlaşılmakta.
Bu kovandaki bölme işlemini tamamlamıştık ki
Gürkanın annesi elinde tepsi olduğu halde önce bir kahvaltı yapın sonra devam edin dediğini duyduk.



Gerçektende bir tepside çaydanlık , şeker ve bardaklar, diğer tepsidede taze köy yumurtaları, reçel, zeytin, şehir ve köy ekmeği bizi hemen yiyin diyordu sanki.
Yumurtalar ferik yumurtası olduğu belli olmakla, recelde köyde yapılmış olduğunu öğrendik.
Offffff beeeee gelde yeme işte.





Bu arada Alinin ben gelirken çok fazla bir kahvaltı yaptığımdan çay içerim ama başka bişey yiyemiyeceğim demesi beni dahada sevindirdi. Yumurtalar zaten küçüçük ferik yumurtasıydı inanın kimseye yetmeyecekti. Tabiki aynı şeyi Gürkanda bende yemiyeceğim demesi vallahide süper oldu...
Kahvaltıdan sonra ana kovanlarının bakımlarını tamamladık ve diğer bölüneceklerini de böldükten sonra arabanın yanına taşımaya başladık.bölüp Kozluya getireceğimiz ana üretim kovanlarının 9 adet olduğunu gördük.






Ana üretim kovanlarının arabaya taşınıp konulmaları tamamlandı. Buraya getirip sadece burada bölmeyle çoğalttığımız ana üretim kovanının 63 olduğunu gördük. Bu Kozludakilerle birlikte 150 adet civarında oluyordu.
Bir kademe daha bölme düşüncemiz olduğu için
arıların bölme gözlerine hem kek doldurduk ve hemde bakımlarına devam edilmek üzere Gürkana şeker bıraktık. Gürkana ve annesine teşekkür ederek oradan ayrıldık.



Bu arada biraz gürkandan konuşmam gerekiyor. Sessiz ve çok çalışkan bir arıcı kardeşimiz. Bizim arılığımızın bütün işlerinde onun da emeği vardır. Arılık temizlenecek, otu tırpana vurulacak, arı aktarılacak, kat konacak, bal hasat edilecek ve nakledilecek her kademesinde emeği olan değerli bir kardeşimiz. Bu arada elinden aklınıza gelebilecek her iş gelmekte. Ama garibanlıktan ve içine kapanıklığından olacaki hiç evlenmedi ve halen bekar durumda. Bu arada durumu anlaşılmıştır ve belkide o duygulara tercuman olacak bir bacımız da talipli olabilir diyoruz.
Uzungüney köyünden Kozluya dönüşte ılıksu üzerinden geldik ve bu arada bir resimde buradan eklemem gerektiğini düşündüm. Gerçektende Zonguldağımızın her yöresi yeşilliklere bezenmiş, kışın dahi bu yeşilliğini muhafaza edebilen bölgemiz ve özelliklede Kozlu_Ilıksu semtimiz zaman zaman yurt dışından yabancı Turistlerin ve bunun yanında da Türkiyemizin birçok bölgesinden gelmekte olana vatandaşımızın ihtiyacına cevap vermekte. Burada en güzel yöre yemekleri yanında balık ve et yemeği çeşitleride gelenlere sunulmakta ve çok beğeni sağlamaktadır. Bu durumu burada söylemeyide kendime bir görev addediyorum...
Mavi ve yeşilin kucaklaştığı Karaelmas Diyarından sevgi ve selamlarımla...

2 yorum:

Arif UYSAL dedi ki...

Hocam her sey harika ama arıcının sogfrasında bali eksik olurmu hiç :))) iyi ve bol vermli bir sezon dileği ile iyi çalışmalar.

Kozlu Ziraat Pazarlama dedi ki...

Arif Uysal kardeşim teşekkür ediyorum ve haklısınızda, burada her üçümüzde arıcıyız aynı zamanda çok yakında çıkacak yeni kestane balı ile sezonu açmayı düşündük.
Ama sonuçta her arıcının sofrasında bal gerçektende bulunmalı. Ama biz orada misafirdik ve umduğumuzu deyilde bulduğumuzla yetinmek durumundaydık.Ama inanıyorumki o kardeşimizin gönlü çok zengindir ve bizi misafir etmenin heyecanıyla unutmuştur tahminediyorum.
Dikkatinize ve ilginize teşekkür ediyor bende hem size ve hemde tüm arıcı kardeşlerime bol ve bereketli bir sezon diliyor; Karaelmas Diyarından sevgi ve selamlar gönderiyorum...