22 Haziran 2008 Pazar

BALKON VE TERASTA ÇİÇEK VE SEBZE YETİŞTİRİCİLİĞİ

Evlerimizin balkon ve teras bölümlerinde yaptığımız çiçek ve sebze yetiştiriciliği hiçte küçümsenmiyecek şekilde bizleri tatmin ettiği bir gerçektir. Üstelik değişiklik olsun, süs olsun, olmaz belki ama yine de olsun diyerek yaptığımız bu güzel uğraş sonunda elde ettiğimiz ürün ve tatmin bizi fazlasıyla mutlu etmektedir...

Boru gibi çiçeğiyle güzel bir görünüm sergileyen şu kaktüse bakın...Tıpkı bir gelin süslemesi gibi etrafına hava atmakta...



Meyve oluşumunu tamamlamaya çalışan şu salatalığa ne demeli.


İşte meyvesini büyütmüş yenecek duruma getirmek üzere...









Yine Antalya LİDER fide firmasından temin edilmiş minnacık boylarıyla meyvesini vermiş biber fidelerine baksanıza...Normal gelişimini tamamladıktan sonra vereceği biberlerin birde düşünün...



İşte çiçeğini vermiş ve meyvesini de tamamlamaya çalışan domates fidesi.



















Evin terasında gelen misafirlerimin aaa karalahana nasılda karadenizli olduğun belli sözlerine karşılık onlar karalahana deyil dememe karşılık bir türlü inanaları gelmiyor ve kara lahana ya nedir? demelerine karşılık ben bu fideler BROKOLİ dir diyorum...BROKOLİ ismi bazılarında hayret uyandırırken bazılarında ise merakı hat safhaya çıkartmakta...

Bu arada görenlerin en çok dikkatlerini çeken dikensiz BÖĞÜRTLEN olmakta... Üzerinde kızarmış ve siyahlanmaya dönem meyveleri insanın iştahını kabartmakta...Böğürtlenin meyvelerini taze tüketmenin yanında marmelat ve reçel yapılarak ta tüketilmekte. Yenmesinin güzel olmasının yanında içerisindeki vitamin ve mineral muhtevası da büyük önem arzetmekte...
Ayrıca terasta gözden kaçmayan 60 santim yüksekliğindeki GRANSTAR bodur elmam ve üzerinde olan 3 adet meyvesi süper bir görünüm arzetmekte...Geçtiğimiz yıl da 3 tane meyve vermişti...
Özet olarak yukarıda terasta yetiştirmekte olduğumuz bizlere güzel görünümlerini sunan ve meyvelerinden istifade ettiğimiz ürünlerin yanında yine güzel görünümlerinden yararlandığımız çiçeklerimizi yetiştirirken amatörce yetiştiriciliğin hazzını tadarken meyve ve yapraklarınıda mutfaklarımızda tüketmenin hazzınıda yaşamaktayız...Ben bu üretimlerimde özellikle hem meyve veren ve hemde yaprak ve çiçeklerinden istifade ettiğim bütün ürünlerde organik gübre ve organik ilaç tüketimine itina göstermekteyim...Kimyasal asla kullanmamaktayım ...Üretimimi de tüketimimde gönül rahatlığıyla yapmaktayım... Herkesede küçümsemeden bu gibi güzel faaliyetlerde bulunmalarını tavsiye ediyorum...Uzun bir ömür, huzur,sağlık ve mutluluklarla...

14 Haziran 2008 Cumartesi

YENİ BİR MEVSİM YENİ BİR HEYECAN VE KESTANE BALINDA YENİDEN BEKLEYİŞ...

Her yıl olduğu gibi yeni ümit ve beklentilerle arılarımızı kestane ağaçlarının çiçeklerini açma zamanı ormanlık alanlara doğru taşırız. İşte daha önceki yıllarda olduğu gibi her zamanki yerimize arılarımızı taşıdık bizde. Sezona iyi bir şekilde hazırladığımıza inandığımız arılarımızdan hem iyi miktarda kestane balımızı ve hemde her derde polenimizi üretmenin koşturmacasındayız. İşte olduğumuz yerin hemen karşı yamacında binlerce kestane ağacının sarımsı-beyaz çiçeklerinin bezenmeye başladığı an...İnanın çok insanın çokça para sarfederek temin edemiyeceği bir yaşam ve çalışmayla koyun koyunayız...Çok zaman iş ortağım Ali ile görev bölümümüzde dükkanda kalmanın bana... arılarla bilfiil koşturmak meşekkatini çekmek ona düşmesine rağmen hep onu kıskanırım nedense...çünkü çalışmanın yanında yaşamanın,doğadan haz almanın en güzeli onun çalışmaları inanın. Onun içindirki haklı olarak onu hep kıskanmışımdır...




İşte arılarımızı konuşlandırdığımız alanda yeşillikler arasında olmanın ne demek olduğunu bir düşünsenize...









Kestane ormanının karşısına güzel bir şekilde konuşlandırılan arı kovanları...Hepside ballık katında çalışmakla meşgul arılarla dolu vaziyette.
Tabiki üretimi etkileyecek rekoltenin miktarını yükseltecek bir mevsimin devamına dua etmekteyiz.Kestane balı üretimi kırçiçeklerinden elde edilen ballara oranla çok daha farklılık ve riskler içeren bir arıcılık dalı olarak karşımıza çıkmakta. Kır ortamda yaylacılıkta ne kadar bol yağmur yağsa çiçeklerin ömrü o kadar uzun olmakta ve bolca bal üretilmekte...Oysaki kestane balında işte şu anda olduğu gibi çiçeği ve balı yıkayıcı büyük bir yağmurun yağmaması için dua etmekteyiz. Kestane çiçeğinin açımını müteakip 15-20 günlük gece çiği olan ama asla çiçeği ve balı yıkayıcı olmayan sezon dört gözle beklediğimiz bir husus olmaktadır...


İşte orman içerisinde güzel ümitlerle bereketli bir sezon umduğumuz şu zamanda güçlü arılarımızın çalışmalarını dikkat ve itinayla takip etmekteyiz...






Zevkli bir arıcılık yapılması sırasında bazan olmadık süprizlerde yaşanmakta...Arılıkta kontroller sırasında bir arı arkadaşım Şendoğanın burnunu soktu ve kardeşinden arının iğnesinden kurtulmak üzere yardım beklemekte...






Bu duygularla 2008 sezonunun öncelikle yurt ekonomimize yüksek katkısının yanında tabiki bölge arıcılığımızın da yurt ekonomisine umulanın üzerinde bir rekolteyle desteğini,
Her derde deva kestane balımız ve yine kestane polenimizin üretiminde arkadaşlarıma iyi çalışmalar diliyor,gönülden selam ve sevgiler sunuyorum...