30 Eylül 2007 Pazar

KOZLU BALIKÇI BARINAĞININ GELDİĞİ NOKTA

30.9.2007 Pazar günü, güzel ve güneşli bir gün Kozlu Balıkçı Barınağını görmeyi ve bu gün yapımın hangi aşamada olduğunu belgelemek ve her zaman uzak mesafeden aldığım görüntülere yakın çekimlerimi eklemek düşüncesindeyim.Ama her inşaat girişinde (inşaata girmek yasaktır) çalışma aşamasında tehlike yaşanmasın diye bu yasak yazısı yazılmaktadır.Acaba yakın çekim yapabilirmiyim diye düşünerek Balıkçı Barınağı inşaatına doğru yolandım.
Giderken Kozlumuz Terminalini süsleyen süs açacının meyveli resmini çekmeden yapamadım.Sarı ile koyu kahve rengi meyvelerin harikülade bir görünümü vardı.
Yine Barınağa gidiş yolu üzerinde inşaat aşaması çalışmalarının hummalı bir şekilde devamını sağlıyan makinaların harıl harıl çalıştığını gördüm. Greyder hışımla önündeki kum birikintisine kepçesini daldırarak danperli kamyona yüklemeye devam ediyordu.



















Nihayet en uç noktaya gitmeyi kafama koyduğumdan uca doğru oluşturulan yoldan yürüyerek çalışmanın yoğunlaştığı yere yaklaşmaya başladım. Bu arada yolda rastladığım bir çalışana ileriye çalışma alanına geçip çalışmalar hakında bilgi edinme ve resim çekme imkanımın olup olmadığını sordum.görevli bana efendim orada Mühendis Barış bey var onunla görüşmeniz lazım o size gerekeni söyler dedi. Nihayet uç noktada çalışanlara ulaştım Barış bey diye bana gösterdikleri kişiye yaklaştım ve elimi uzatarak kendimi tanıttım.Zaman zaman site bünyemde oluşturduğum Blogumda Balıkçı barınağının yapım aşamasındanda görüntüler oluşturduğumu ve bu niyetle buraya geldim diye söyledim. Mühendis Barış bey Belediyeden çok iyi tanıştığım Fen İşlerinde görevli mühendis İsmail Demirel'ın oğlu olduğunu öğrendim.Bana makinalara dikkat ederek kendinize bir zarar gelmeden gerekli resimlemeleri yapabilirsiniz dedi. Bende inşaatın ne zaman bitebileceğini sordum ve bana ekim 2008 de bitirilmesi planlandığını söyledi. Bende kendisine teşekkür edip resimlerimi çekerek oradan ayrıldım.

Bu arada burada bir balıkçının dalarak avlandığını gördüm. Selam vererek ne avlandığını sorum o da bana kefal avlandığını söyledi. Diğer tarafta ise yine balıkçı gençler ellerinde oltalarla balık avlamakla meşgul olduklarını gördüm ve onları bir süre seyrettim.






Olta ile balık avlayan gençler



Ama barınağı gezdiğim sırada dikkatimden kaçmayan bir husus oldu. Henüz yapım aşamasında olmasın arağmen şimdiden balıkçı teknelerinin barınak içerisinde yerlerini aldıklarını gördüm. Bu arada gençbir işçi abi burada yer yüzünden tekne sahipleri aralarında birbirilerine bağrıştıkları ve hatta kavga ettikleri oluyor diye söyledi.Aslında balıkçıların buraya yerleştirilmelerinin bitim aşamasını mütaakip yetkililerce yapılması gerekirdi diye düşünmeden edemedim. Hem o zaman daha planlı ve proğramlı bir yerleşmenin sağlanması gerçekleştirilmiş olacaktı.
Barınağın bitim aşamasında Kozlumuza sağlıyacağı güzel görünüm ve bunun yanında balıkçı teknelerimize liman olmasının yanında ve özellikle amatör olta balıkçıları için harika bir avlanma yeri olma özelliğini taşıyacak. Hatta bu arada bende oltamı alarak burada balık avlıyacağımı düşünerek sevindim.

Barınaktan kozlumuzun bir görünüşü
Bu görüntüleri aldığım sırada bir şeye çok üzüldüm. Bizler neden hep günlük düşünceler içerisinde oluruz,ileriye ve geleceğe ve daha büyük düşünmeye talip olmayız diye ...Oysa 5 senede yapımı düşünülen bu barınağın 15-20 sene daha yapımı sürsede, 3-5 harcadığımız yerde 20-30 harcasak ta daha geniş bir alanda barınağı oluştursak çok daha iyi olur diye düşündüm. Ayrıca büyük bir alanla oluşturulacak barınak daha fazla balıkçıya hitabeder, hatta Kozlumuz balıkçısı haricinde zonguldak ve çevre balıkcılarını istifadesine de sunulmuş olurdu. Görevlinin yer yüzünden balıkçıların birbirileriyle münakaşa ettiğini söylediği aklıma geldi ve bütün balıkçıların teknelerini buaraya çektiklerinde fazlasıyla sıkıntı yaşanacağına iyice kanı oldum. Evet bu küçük düşünme huyumuz beni ziyadesiyle rahatsız etti ve de üzdü...Keşke Barınak Polis Evinin hizasından alınıp kozlu deresinin kozluya su basmasını önleyecek şekilde karşısından geçirilerek yıkılan sanayi alanının önlerine kadar getirilseydi diye düşündüm. İşte o zaman gayeye erişilmiş olunurdu, daha çok kişiye daha çok hizmet...Hatta zaman zaman balıkçı tekneleri haricinde küçük tonajlı yük gemilerine de tehlike anında sığınma imkanı sağlamış olurdu...

20 Eylül 2007 Perşembe

BİOFARM ORGANİK GÜBRESİ İLE İLGİLİ İZMİR GEZİSİNDEN GÖRÜNTÜLER.

17.9.2007 tarihinde İzmir'de Yaşar Holdig'e bağlı Çamlı Yem ve Besicilik bünyesinde üretimi yapılam BioFarm Organik Gübre hakkında bilgi edinme talebime olumlu cevap veren kuruluşa yaptığım gezi ile ilgili görüntü ve bilgiler aşağıda siz Blog ziyaretçilerimize sunulmuştur.
Ne yazık ki Otagara inişimin erken saate rastlaması ve dönüşümün de ancak otobüsün Zonguldak'a kalkışı arasına sıkışması nedeniyle güzel izmirimizden görüntüler alıp sunamadım.
Ancak otobüsten indiğimde terminal içerisinde kısa bir dinlenme anında terminalin içerisinde bulunan havuz dikkatimi çektiğinden onun bir görüntüsünü sunuyorum.
Yaşar Gurubu bünyesindeki Çamlı Yem ve Besicilik Sanayi ve Ticaret A.Ş Ekip Lideri Ziraat Mühendisi Halil ERSOY'dan bilgi edinme talebim olmuştu ve kendileri de yakın bir alaaka göstererek beni otagardan aldırtıp Çamlı'daki ofislerine getirttiler.Kendileri ve mesai arkadaşları olan Satış sorumlusu Ziraat Mühendisi Hasan KARAGÖZ ve yine Satış sorumlusu Ahmet ULAŞ bey'ler bana BioFarm gübresiyle ilgili tüm ürünleri en detaylı şekilde yazdırarak anlattılar. Oğle saatlerinde Ahmet bey ile birlikte Çamlı'dan 40 kilometre cıvarında bir uzaklıkta olan BioFarm üretim tesislerine geldik.
BioFarm üretim tesislerini tesis labaratuvarı sorumlusu Tekniker Necmi AKÇA ve Satış Sorumlusa Ahmet Ulaş bey'in nezaretinde gezip gerekli bilgileri almış oldum. Tesisin çok güzel pırıl pırıl görünümüyle vatandaşlarımızın toprak tahlillerini yaptırdıkları labaratuvar gözlerimi kamaştırdı adeta. Vatandaşlarımız topraklarının yapısının ne
olduğunu anlamak ve ne gübresini ne miktarda kullanmalarının gerektiğini bilemerini temin etmek çok önemli bir hizmet olduğu mutlaka bilinmelidir. Labaratuvar görevlisi Tekniker Necmi
AKÇA buradaki çalışmaları ve labaratuvar hakkında yararlandığıma inandığım bilgileri verdi. Hatta burada hiçbir ücret ödemeden Zonguldak çiftçimizin de toprak tahlillerini yaptırabileceklerini söylemesi beni duygulandırdı ve Labaratuvarın bu maksatla tüm Türkiyemizin hizmetinde olduğunu da sözlerine ilave etti. Ayrıca Biyolog Ayşegül YÖRÜK'te Labaratuvar ve çalışmaları hakkında gerekli bilgilerini bana lütfettiler. Aşağıda Labaratuvarın içerisinden bir görünüş ve 3 adet toprak nümunesi görülmekte.










Gezi ve incelememiz sırasında işlenmeye hazırlanmış büyük baş hayvan gübreleri açık alan içerisinde koridorlar halinde resimde görüldüğü üzere hazırlanmış durumda. Aşağıda gübrenin olgunlaşmasını takiple karıştırmakta olan makine gübreyi aktardıkça 80 derece sıcaklığı bulan gübreden çıkan gazlar mavi olarak görülmekte.
Daha sonra olgunlaştırılmış gübre sundurmalara alınıyor ve belli bir
bekleme zamanı sonunda eleklenerek hazırlanıyor ve oradanda pelet veya ince toz halınde çuvallanarak satışa sunulmak üzere yapılacak işleme geçilmekte.
Bu şekle getirilmiş ve olgunlaşmış gübre eleklerden elenmekte ve çuvallanmaya hazırlanmakta.
İyice olgunlaştırılmış ve elenmiş organik gübre görülmekte, Burada gerekli organik ilavelerde yapılarak çuvallama işlemi yapılmakta.






Toz organik gübrenin aynı özelliklerini taşıyan sıkıştırılmış ve pelet haline getirilmiş organik gübre satışa sunulmaya hazır durumda.





Üretimi yapılan BioFarm Organik gübrenin pelet ve toz şeklinde yapılan üretimleri yanında sıvı BioFarm gübre üretimide yapılmakta ve bu üretimler veya ürünler Tarla ve sera sebzeleri, hububat ve tarla bitkileri, meyveler ayrıca çim ve süsbitkilerinde uygulanılarak sağlıkli ve verimli bir şekilde kullanılmaktadır.
BioFarm tesislerinden edindiğim güzel bilgiler ve bu bilgileri edinmemde desteğini veren Pazarlama ve Satış Ekip Lideri Halil ERSOY ve gurup arkadaşları Hasan KARAGÖZ, Ahmet ULAŞ ve diğer oda arkadaşlarının hepsine BioFarm Labaratuvarında görevli Biyolog Ayşegül YÖRÜK, Tekniker Necmi AKÇA'ya yakın alaakalarından dolayı ve özellikle de Ahmet ULAŞ kardeşime o günkü verdiğim zahmetlerden ötürü teşekkür ve şükranlarımı arz ediyorum.